21 Aralık 2009 Pazartesi

en küçük

küçük bir çocuk var. tutunca kaybolan elleri olan, aklındaki temiz düşüncelerini etrafa gözleriyle yansıtan.. küçücük bir çocuk var. ama bir de dünyaya sormak istediği büsbüyük sorular var..
soracağı kimsesi yok oysa.
çocuğun her yerde gördüğü birisi var.. gölgesi gibi hatta. sarılmak istediği birisi var üzerindeki hüznü atabilmek için. içinde bulunduğu oyunun, oynadığı oyunlara hiç benzemediğini fark etti.
kaçmak basittir ama onun adımları küçük.

4 Aralık 2009 Cuma

sarılmak.


ortada büyük bir yanlış var ve bunu düzeltmeye çalışsam daha çok mahvedecekmişim gibi geliyor. kesinlikle ne sen, ne de ben bunu haketmedik.. istediğimiz bu olsaydı, en başından bu işe kalkışılmazdı. ben istediğimizin bu olduğuna inanmıyorum. "o halde neden böyle?" diye sormak da istemiyorum kimseye.. herkesten öyle saçma cevaplar gelecek ki, bu sefer daha çok yorulacağım. zaten çevremdeki herkese yansıttığım bu negatiflikten dolayı rahatsızlık duyuyorum fakat elimde değil. benim için uğraşmaları hoş belki ama avutulabilecek bir durum yok ortada.. gözümdekileri silebilecek tek el var, mendil zaten yok.

seni özledim. yorgun bedenimi dinlendirmeye bırakmışken, seni görmek istemiyorum. ama bir yandan da çıldırmış gibi görmek istiyorum.. aslında benim sana o kadar çok ihtiyacım var ki, bu yüzden kırdım seni belki de bazı zamanlar. bu yüzden kızdım ilgisizliğine.. kabullenmek zorunda kaldığım şeyi, istemiyorum aslında.

kapının önünden geçen herkes sen gibi. her gördüğümü sen sanmak nasıl bir duygu, bilmiyorsundur eminim.. her dalgalı saçı olan, her beyaz tenli ve her tatlı gülüşlü sen gibi. kokunun burnumda olması ve yaptığım iş ne olursa olsun aklımda olman nasıl bir duygu, bunu da bilmiyorsundur belki.. seninle her yürüdüğümüz yerde yürüdüm, her oturduğumuz yerde oturdum bugün. geçtim oralardan adım adım ve içimi acıttım yine bile bile.. belki seni görsem o an, karşına atlayıp sarılacaktım. bilmiyorum yapabilir miydim ama bunu çok istediğime eminim..
seni suçluyordum onca şey için..
oysa bildiğim bir şey var. sarılırken biz, en az benim kadar sen de mutluydun çok. sımsıkı ve içten sarılırdın. bir de burnunu dayayıp öyle güzel çekerdin ki kokumu içine, bu en çok hoşuma giden şeydi..
elini tutmak kadar güzeldi,
evet.