30 Kasım 2008 Pazar

cep telefonunu icat edenin ...


uzun süre açık olduğunda bir kişi bile aramaz .. hatta sadece avea mahlukatından gelen mesajlara karşı cevap vermek istercesine elim orta tuşa kitlenir ama basamam ! bugün telefonumu hiç açmadım ve uyudum . biraz önce telefonumu açtım ve çıldırmış gibi gelen mesajları okudum !
niye?
bunca zaman bi mesaj bile atmayan insanlar , sizlere sesleniyorum ! niye 1 gün kapalı olunca bu kadar delirdiniz ki ? eminim , ne zamandan beri kapalı olduğundan haberiniz bile yoktur ! belki 10 gündür kapalı zannediyorsunuzdur ama öyle değil işte (:
kapatmamın bi amacı da yoktu .. sadece uyurken telefonumun çalmasından hoşlanmıyorum =)

29 Kasım 2008 Cumartesi

Yalnızlık Ağacı


hatıralara terk edilmek kadar acı olanı ; o'nun hatıralara duymadığı önem sanırım .. ayrılık ekilmiş toprağı büyüten o berbat yalnızlık , gövdemi titretirdi hep .. şimdi kocaman bi ağaç olan yalnızlığım , sağlam dallara sahip ! gözyaşıyla beslenen toprağa köklerimi öyle kalın bırakmışım ki , yalnızlık büyütürken hiç eğrilip bükülmemişim .. şimdi dallarımla sapasağlam ve mutluyum !
ne bedenler tattığını bilmem için iki gözüm yetmez ..
nasıl sevdiğimi bilmen için o kalp hiç yetmez !


kalbim vurgun
beynim yorgun
derimden sızan her damla gözyaşın
kanıma karışıp sarhoş olmama yeter
ahım kalır , sızlar dudakların
diğer ruhlar senin kanatlarını keser

28 Kasım 2008 Cuma

kalbimden esip geçen rüzgâr hep tek yönlü
sadece gitmek isteyenleri alıp götüren cinsten
ve dönüşü olmayan işte .. tek yönlü
şimdi son rüzgâr gelmeden bu taraflara , son kez düşünün
esmek isteyenler ?

27 Kasım 2008 Perşembe

çöp

kapının önündeki çöp kutusuna bakmıyorum bu aralar
muhtemelen artık başka çöp kutularındasın ..

24 Kasım 2008 Pazartesi

senden kaçış var mı ?

siyahı seviyorum ben . matemi andırmasından değil , gözüme güzel geliyor sadece ..
yorgun hissediyorum çok .. hep daha çok !

kendimle ettiğim kavgaları çok abarttım sanırım . çok büyüttüm ..
sonra yoruldum . dayanamayıp diz çöktüm !
bedenimi ele geçiren o kadar çok insan(!) olmaya başladı ki .. ruhumu daha ne kadar tutabilirim ? bilmiyorum .

acımı kimseye anlatamıyorum .. anlattığım zaman anlamasa bile kimse , anlamsızlaşıyor !
o'nunla , bu'nunla , şu'nunla , sen.inle , kendim.le
paylaşıyorum hayatı ..
peki benimle paylaşılıyor mu hayat ?
elbette(!) ..

toprak kokan her şeyi seviyorum ..
dün gece lodos bitip yağmur başladı ! bugün öğleye kadar da devam etti evimin buralarda ..
yağmur yağdığında yol asfalt kokar ya ; o kokuyu da seviyorum ben .
bahçemize çıktım .. yemyeşil , güzel bahçemiz ! küçükken koşturduğum o sevdiğim yer -çok da koşturmadım aslında , atıyorum ! ama komşunun kızı ile koşturduğumuz olmuştu (: yanlışım olmadı tabi , arkadaşımdı- ..
toprağa uzandım .. üzerimdeki pijamalarım toprak koksun diye !
"kirlenmek güzeldir" -omo , ariel vb ..-

öyle işte ..
ha , aklıma gelmişken bi de .. kasım ayı hiç bitmesin !
aralık ayını sevmiyorum .

gördün işte :-
senden kaçış yok
ellerin gibi

18 Kasım 2008 Salı

kasım onsekiz

ne alemde yüzüm ?
sivilce çıkmış yine bi tane .. uzun bi süredir -yaklaşık 2 sene- yüzümde bu dandik şeylerden tek tük ve ufacık çıkardı .. hatta çıkmazdı bile . ama dün bi tane çıkmış ki , aman diyorum ! 2 senenin hatrı varmış gibi resmen .. kocaman .
toprak sürdüm , yağmurun yeni düştüğü toprağı .. çamur kıvamında biraz ! iyi gelir dediler , kandırmış olabilirler tabi de .. neyse yahu , banane ! ellemeyince geçiyor nasılsa . bugün ufalmış zaten biraz .. (ahah , çok yalancıyım)

ne alemde şehrim ?
ben mi küstüm onlara , onlar mı bana .. anlamadım ki . yine sokağa adım atasım yok , uyuyarak geçiyor bütün gün .. telefonumda merak edenlerin mesajları var aslında . ama çoğul kullandığıma bakmayın siz , abartıyorum . bi kişi mesaj atıyor .. (o da malum zaten)

'come , break me down
bury me , bury me
I'm finished with you , you , you
look in my eyes
you're killing me , killing me
all I wanted was you
come , break me down
break me down
break me down
bury me
bury me'

dilimde bu aralar bu şarkı devamlı ..
parmaklarımda da bu şarkı varmış demek ki !
yazasım geldi öyle dinlerken ..

yüzümü mevsimlere bölesim var .. bi gözüm kışı yaşarken , diğer gözüm yazı yaşasın .
dudağımın yarısı ilkbaharda kalır , diğer yarısı da sonbaharda ..
sonbaharı sevmez oldum bu aralar .
ilkbaharı da severim ama , Nisan'dan dolayı .
ilkbaharla sonbahar yanyana durmuyor galiba , sonbaharı taşıyan dudağımın yarısını kesebiliriz .. aynı anlamı taşıyan çok şey var nasılsa !
bkz. kan , acı , ayrılık ..

hem sonbahar temalı şarkıların da çoğu acıklı olmaz mı ? at çöpe , gitsin ..

bi ara daha önce hiç sevişmediğimden bahsetmişim ..
hoş , burda anlatmaya çalıştığımı kaç kişi anladı acaba !

..

eee , ben kendi kendime konuşmaya da başladım galiba bu aralar ..
-niyazi ?
*
-niyazi ??
*
-lan niyazi !!
*söyle?
-özlediğinde insan , ne kadar hüzünlü bir hale bürünüyor .. hele ayrıysa ! sen hiç yaşadın mı , bilmiyorum .. ama bana öyle oluyor !
*yaşadım...
-ha , o zaman biliyorsundur ne demek istediğimi .. peki ağladın mı hiç ?
*ağladım...
-oh , oh .. çok iyi ! yani , iyi değil de .. beni anlayacağın için iyi . hmm . pardon ! şey .. ya böyle devamlı onu arayasım var . seviyorum diye bağırasım var . geri dön diyesim var .
*eee,ne duruyorsun?
-yapamam .. beni istemiyor ! ve işin kötüsü , bir daha onun gibi bulabileceğime inanmıyorum .
*o senin gibisini bulabilir mi peki ?
-bu bakımdan hiç düşünmedim ..
*bence düşünmelisin
-anlıyorum ..
*
-niyazi ?
*
-ben ölmek istemiyorum niyazi ..
*
-ben sevmeyi özlediğime karar verdim .. birlikte zaman geçireceğim biri olsa belki , belki o zaman mutlu olurum ? belki aşık olurum niyazi ? aşk diyorum .. aşk . bana çok değer verirse belki , belki o zaman aşık olurum .
*
-ağzım kurudu .. beni duymuyorsun niyazi ..

..


beni sıcak yatağıma götürürdün önceden
gözümden öperdin
hep aşk doğardı gözyaşımın küllerinden
büyülerdin ..
ben sana ait , sana yabancı
sen o'na küskün , bana yalancı
benden ne istedin
diye
soramıyorum
bile
hiç düşünmeden kırdın
ama yine de aşk kokardın

14 Kasım 2008 Cuma

pamuk biber , kırmızı şeker

anımsadığım bir renk var .. kokusuyla , tadıyla , her şeyiyle bana ait ! sonra uzaklaşan , güneşin batarkenki hali ..

yaşlandığımı hissettiğim an , "yaşamam gereken çok şey var" dediğim anla aynı andı .. 19 yaşında başka ne söyleyebilir ki insan ? "gençsin be Tunca" derken birileri , ruhumun 30'u doldurduğunu düşünüyordum .. gözlerimi kısarak ağlamamayı öğrendim sonra ! bu yaşta kırışıklar oluşmasın diye olsa gerek .. gözlerimi kocaman açarak ağladım uzun süre ! çok diretsem de sonunda kısmak zorunda olduğumu da fark ettim .. "demek ki öğrenememişim" dedim sonra , sonra susmak geldi içimden ! deli deli dolaşan o aptal çocuk , buhranlar içinde günlerce yatağıyla bütünleşen bir ihtiyara bıraktı yerini .. yaşça büyük olan ruh ! ihtiyar .. olgunluğumun simgesini taşıyor mu dersin ?

anımsattığım bir tutam saç var .. kokusuyla , tadıyla , her şeyiyle sana ait ! sonra uzaklaşan , makarnanın kıvırcık hali ..

ben , gözlerim acısa da bulutun kalp halini yakalayabilmek için bakarım ..
sen , gözlerin acısa da güneşe aldırış etmeden bulutu kalp yapıp bana sunarsın ..
ben , değer bilirim ..
sen , ilgiye susarsın ..

özgürlük için özlememek gerek .