22 Eylül 2008 Pazartesi

çok mu belli ?

elimde iki tane nargile sipsisi var .
senin şehrinden kalma
sırtımda da son vukuatın izlerini taşımaktayım hala
kalbimdeki ağrılarla ..

senin şehrine dair ne çok şey var aklımda
yürüyeceğim uzun uzun o yolları
senden habersiz
kimsesiz
tek başıma ..
ve seninle gittiğimiz yerlere götürecek beni ayaklarım , beynim , kalbim
sipsilerden bir tanesini o uzun parkın banklarından birine bırakacağım
hani seninle ilk oturduğumuz bank var ya
oraya
seninle dudaklarımızın birleştiği banka
bana "bu aşk mı?" diye sorduğun banka
aşktan titrediğimiz banka ..
bırakacağım tam oraya

-ya sipsilerden diğerini napacaksın ?
onu da benim şehrime gömeceğim ..

(...)

ve senin topraklarındayken ikinci adımımı da anayurt'a atacağım .
rüya gibi geçen zamanların anısına
orada oturup süzeceğim el ele geçen üniversiteli sevgilileri
kar yağıyordu ya o zamanlar
yanımdaydın ve kimseye özenmezdim
bu sefer o sevgililere özeneceğim

zaman geçer , ben susarım yine ..
an gelir , gene konuşurum . ama içimden bu sefer
zaman geçer , ben tamamen susarım
bi de an gelir , aşka susarım bu sefer ..

herkes çok biliyor ya hani
her şeyin geçtiğini , bunun da geçeceğini söylüyorlar sürekli ..
sana da söylüyorlardır kesin
geçiyor mu peki ? geçti mi ? geçmediyse de geçecek ama değil mi ? ..
geçmemesi neyi değiştirir bilmiyorum ama geçecek olmasına da üzülüyorum ..
üzülüyorum çünkü
"madem böyle .." diyorum ve susuyorum .
"niye .." diyorum sonra da
yine susuyorum ..

insanların canı olurum , kanı olurum , sazı olurum , ruhu olurum
sonra bir gün yine sabah olur
o sabah öldürdükleri şey ben olurum ..

sen de gitmektesin .
zaten her şey o kadar muğlak bırakıldı ki ..
git !
güle güle

Hiç yorum yok: